Velayet Davalarında Hakim Hangi Kriterlere Bakar?
- abhukuuk

- 17 Eki
- 3 dakikada okunur

Ofisimizce sıklıkla karşılaşılan uyuşmazlıklardan biri, boşanma veya ayrılık sürecinde çocuğun velayetinin hangi tarafa verileceği konusudur. Velayet, yalnızca anne ya da babanın talebiyle değil, çocuğun fiziksel, psikolojik ve sosyal gelişimini koruma amacıyla mahkeme tarafından resen değerlendirilen bir konudur. Türk Medeni Kanunu’na göre velayet düzenlemelerinde temel ilke çocuğun üstün yararıdır. Hakim, velayet konusunda karar verirken tarafların taleplerinden çok, çocuğun geleceğini, güvenliğini ve duygusal bütünlüğünü ön planda tutmaktadır.
Çocuğun Üstün Yararı İlkesi:
Velayet davalarında en önemli kriter, çocuğun üstün yararıdır. Bu ilke gereği hakim, çocuğun mevcut ve gelecekteki menfaatini korumak amacıyla, tarafların beyanlarıyla bağlı olmaksızın gerekli gördüğü her türlü incelemeyi yapabilir. Çocuğun yaşı, eğitim durumu, kardeş ilişkileri, duygusal bağ kurduğu ebeveyn ve yaşam alışkanlıkları gibi hususlar dikkatle incelenir.
Uzun yıllar boyunca velayet davalarında çocuğun küçük yaşta olması, neredeyse otomatik olarak annenin lehine yorumlanırdı. Ancak artık yargı uygulaması bu anlayışı büyük ölçüde terk etti. Güncel Yargıtay kararlarında açıkça vurgulandığı üzere, velayetin belirlenmesinde esas olan “çocuğun üstün yararıdır”. Yani cinsiyet, yaş, ekonomik durum veya ebeveynin medeni hali tek başına belirleyici değildir.
Hakimler, velayet kararlarını verirken artık şu kriterleri birlikte değerlendiriyor:
• Çocuğun duygusal ve fiziksel ihtiyaçlarını hangi ebeveynin daha iyi karşılayabileceği,
• Ebeveynlerin yaşam koşulları, sosyal çevreleri ve psikolojik durumları,
• Çocuğun yaşı, alıştığı düzen, kardeş bağları ve görüşleri.
Yargıtaya göre; “Velayet, anne veya baba yönünden bir ayrıcalık değil; çocuğun üstün yararına göre belirlenen bir haktır.”
Anne ve Babanın Kişisel ve Sosyal Durumu:
Mahkeme, velayet talebinde bulunan anne ve babanın;
•Barınma koşullarını,
•Ekonomik imkânlarını,
•Çocuğa ayırabilecekleri zamanı,
•Ahlaki değerlerini,
•Çocuğa gösterdikleri ilgi ve sorumluluk düzeyini ayrıntılı biçimde değerlendirir. Velayet, yalnızca maddi imkânlara dayanılarak verilmez. Önemli olan, ebeveynin çocuğun bakımını fiilen ve düzenli biçimde sağlayabilecek nitelikte olmasıdır.
Çocuğun Yaşı ve Görüşü:
Çocuğun yaşı, velayet kararlarında belirleyici bir unsurdur. Özellikle 0–6 yaş arası çocuklar için anne bakımına duyulan ihtiyaç yargı uygulamalarında göz önünde bulundurulur. Ancak annenin çocuğa uygun bir yaşam ortamı sağlayamaması hâlinde, velayet babaya da bırakılabilir. Ergenlik dönemine yaklaşan çocukların ise, belirli bir olgunluk düzeyine ulaşmış olmaları hâlinde görüşleri alınır. Bu beyan, hakimin takdirinde olmakla birlikte, çocuğun duygusal gelişimine zarar vermeyecek şekilde dikkate alınır.
Ebeveynlerin Davranış ve Tutumları:
Tarafların birbirine ve çocuğa karşı tutumları, velayet kararında önemli bir etkendir. Çocuğu diğer ebeveynden uzaklaştırmaya yönelik davranışlar, velayet hakkının kötüye kullanılması olarak değerlendirilir. Hakim, çocuğun ebeveynlerinden biriyle bağ kurmasını engelleyen veya manipülatif tutumlar sergileyen taraf aleyhine değerlendirme yapabilir.
Sosyal İnceleme Raporları ve Uzman Görüşleri:
Mahkeme, gerektiğinde sosyal hizmet uzmanı, pedagog veya psikolog görevlendirerek tarafların yaşam koşullarını yerinde incelettirir. Bu rapor, çocuğun hangi ortamda daha sağlıklı bir gelişim göstereceği konusunda mahkemeye yol gösterir. Hakim, nihai kararını sosyal inceleme raporu, tanık anlatımları ve dosya kapsamındaki tüm deliller birlikte değerlendirilerek verir.
Velayetin Değiştirilmesi
Velayet kararı kesinleşmiş olsa dahi, şartların değişmesi hâlinde velayetin değiştirilmesi davası açılabilir. Ebeveynin taşınması, yeniden evlenmesi, çocuğa ilgisiz kalması veya çocuğun güvenliğini tehlikeye atan davranışlarda bulunması gibi durumlar bu davalara gerekçe oluşturabilir.
Velayet davalarında amaç, anne veya babadan birini cezalandırmak ya da ödüllendirmek değil; çocuğun sağlıklı, dengeli ve güvenli bir ortamda yetişmesini sağlamaktır. Her somut olay, kendi koşulları içinde ve çocuğun üstün yararı ilkesi çerçevesinde değerlendirilir. Ofisimiz, velayet ve aile hukuku kapsamındaki tüm süreçlerde, müvekkillerine hukuka uygun, etkin ve çocuğun üstün yararını gözeten bir şekilde hukuki destek sağlamaktadır.
Bu makale genel bilgilendirme amacıyla hazırlanmıştır. Her somut olay kendi özel koşulları çerçevesinde değerlendirilmelidir. Buradaki bilgiler hukuki danışmanlık niteliğinde olmayıp, benzer bir durumda profesyonel destek almak için bizimle iletişime geçebilirsiniz.




Yorumlar